Kaybolmuş Gibiyim.
Onunla bir hayır etkinliğinde tanışmıştık. Yorucu ve çileli bir işti. Aydos ormanlarında, oraya bırakılmış sahipsiz köpekleri beslemeye gidiyorduk. Yaklaşık 10 istasyon vardı. Yemlikleri temizliyorduk. Civarda herhangi bir su kaynağı olmadığı için köpekler için suyu bagajlarımızda getiriyorduk. Yemlikler temizleniyor, suluklar temizleniyor sonra da temiz su ve mama konuyordu.
Aramızda sağlık teknisyenleri de vardı, ihtiyacı olan hayvanlara bakım da yapıyorduk eğer durumu ciddiyse belediyenin anlaşmalı veterinerine götürüyorduk. Günün sonunda ter ve çamur içinde kalıyorduk. Hayvanların mutluluğunu görmek bizim için yeterliydi.
Kapalı küçük bir gruptuk ben araya sonradan karışan kişiydim. Sistem benden önce kurulmuştu. Bir acemi olarak daha çok bana söyleneni yapıyordum. Bir gün suluklardan birinin içine toprak doldurulmuştu, suluktaki su ile birlikte toprak çamur olmuştu, yani suluk ağzına kadar çamur doluydu. Bunu sadece tek bir canlı, insan yapar. Çamurun boşaltılması, suluğun yıkanması ve tekrar doldurulması gerekiyordu. Şamandralı bir suluktu. Deposu toprağa gömülüydü, su bittikçe depodan taze su geliyordu. O gün bana verilen görev suluğun boşaltılması ve yıkanmasıydı bunun anlamı çamur içinde kalmaktı. Hiç itiraz etmeden temizlemeye giriştim işte onu o zaman fark ettim, sessizce yanıma gelmiş çamuru temizlememe yardım ediyordu. Ona şamandranın çalışıp çalışmayacağını sordum, bakacağız dedi. Ben de nasıl diye sorunca onu ben yaptım dedi.
Hiç konuşmadık, suluk temizlendi, şamandra çalıştı, yemleme işi bitti herkes dağıldı. Ertesi hafta yemleme işi bitince çay içmeye gittik ekip olarak, orada biraz sohbet ettik, bir şeyler oluyormuş gibi hissettim. Beslemeler birbirini kovaladı, sohbet derinleşti, arkadaşlık aşka dönüştü ve evlendik.
Ben çok mutluydum. Onun da mutlu olduğunu sanıyordum. Herkesin imrendiği bir çift olmuştuk. Misafirimiz hiç eksik olmazdı. Güzel, büyük sofralar kurardık. Geç saatlere kadar sohbetler ederdik.
Yavaş yavaş benden uzaklaştığını hissettim.
Bunu hissediyor ama bir türlü kabul edemiyordum.
Gece geç saatlere kadar çalıştığını söylüyordu. Bazen atölyede yatacağını söylüyordu. Atölyeye gitmek istiyordum ama çekiniyordum belki o zaman yalanını yakalayacaktım. O kadar çaresizdim ki…
Haziran ayında bir akşam eve geldi. Sofrayı kuracaktım, gerek yok dedi. Salona geçtik, yan yana oturduk. Ben gidiyorum dedi, nereye diye sordum, senden ayrılıyorum dedi. Boğazımda bir şey düğümlendi ne konuşabildim ne de ağlayabildim. Dolaptan giysilerini aldı. Atölyedeki eşyalarımı da bir arkadaşımızla göndereceğini söyledi ve gitti. Avukat olan bir arkadaşıma vekalet verdim ve bitti.
Ben terk edilmeyi hak edecek ne yapmış olabilirim.
Bu hangi günahın cezası olabilir. Yaptığım onca şeyden sonra, o kadar yalnızım ki. Kimsem kalmadı. Arkadaşlarım evli, çocukları var. Onların yanına da gidince sanki boşandığım için suçlu, eksik, hatalı gibi davranıyorlar. Ailem benden uzakta yaşıyor ve onlar da boşandığım için tepkililer. Bir an önce yeniden evlenmemi istiyorlar. Ben ne yapacağımı bilemiyorum. Kaybolmuş gibiyim.
Eğer duygusal bir terk edilme ve yalnızlık yaşıyorsan, bununla tek başına mücadele etmek zorunda olmadığını bilmeni isterim. Benim için, olanlar hakkında konuşmak iyileşmenin en önemli parçasıydı. İletişim bilgilerini aşağıya yazdığın takdirde, ücretsiz ve güvenilir mentorlarımızdan biri seni dinlemek ve desteklemek için en yakın zamanda iletişime geçecektir. Gerçek adını kullanmak zorunda değilsin, istersen takma bir ad kullanabilirsin, tamamen sana kalmış.
Bununla tek başına yüzleşmek zorunda değilsin. Bir mentorla konuşun, bu gizlidir.
Bu sorunlarla yüzleşmek zor olabilir. Kendinize veya başkalarına zarar vermeyi düşünüyorsanız, lütfen bunu okuyun!
Sizinle iletişime geçebilmemiz için lütfen aşağıdaki formu doldurunuz. Belirtilmediği sürece tüm alanlar zorunludur.